● Arabuluculuğa başvurmak için her iki tarafın da rızası aranmaktadır. Arabuluculuk sürecinde taraflardan biri veya her ikisi de iş birliği yapmaktan kaçınabilir. Bu durumda arabulucu, yöntemi uygulamaya devam için çaba gösterir; sürecin olumsuz bitmesi durumunda bunun taraflara yansımasının nasıl olacağı hususunun taraflarca anlaşılmasına yardımcı olur. Ancak taraf yaklaşımı değişmez ise süreci sonlandırmak gerekir. Arabuluculuğun dava şartı olduğu hallerde ise dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunludur. Bu konuda taraf iradesine bakılmaz.
● Taraflardan biri veya tüm taraflar taviz vermekten veya sulh olmaktan kaçınabilir. Bu yolla süreci sabote edebilirler.
● Arabuluculuk sürecinin anlaşma ile bitmesi için tarafların bu konuda rızasına ihtiyaç vardır. Bir tarafın rızasının olmaması anlaşmanın yapılamaması anlamına gelir. Bu durumda dava şartı olan arabuluculukta taraflardan biri, süreçteki ilk toplantıya mazeretsiz olarak katılmaz ise, davada haklı çıksa bile yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulur.
● Deneyimsiz bir arabulucunun arabuluculuk yapması veya sürece deneyimsiz avukatların katılması sürecin olumlu olarak bitmesini engelleyebilir. Böyle bir durum, tarafların arabuluculuk yoluna olan güveni de sarsabilir.
● Benzer şekilde, arabulucu hizmet sağlayıcılarının kalitesini kontrol standardı olmadığı için iyi hizmet sağlayıcılarının tespit edilip seçilmesinde zorluklar olabilir.
● Tarafların benzer uyuşmazlıklar için emsal teşkil eden bir karar istediği durumlarda arabuluculuk yoluna başvurmak uygun olmayabilir. Zira arabuluculukta varılan anlaşma aynı tip uyuşmazlıklar için emsal teşkil etmeyecektir.
17.02.2024 12:00